Dinî Ahlak” Anlayışı

İnsanın ahlaki tecrübesiyle Tanrı’nın varlığına inanması arasında ikili bir ilişki vardır. Ahlaki deneyimlerden hareketle Tanrı’nın varlığına ve birliğine ulaşmaya, ahlaki veya moral teoloji; Tanrı’nın varlığından ahlaki deneyimlere ulaşmaya ise dinî ahlak (teolojik veya moral etik) denir.

Dinî ahlak, temelini Kur’an ve Sünnet’ten alarak metnin zahirinin aynen kabul edilme veya cedelî bir şekilde yorumlanma derecesine göre “nassi” veya “kelami” diye nitelendirilen ahlak türlerini içerir. Ayrıca “dinî ahlak”, farklı Yunan felsefe akımlarının etkisini yansıtan felsefi ahlak teorilerini de kapsar. Bu nedenle “dinî ahlak” terimini kullanmayı tercih ediyoruz.

“Kelami ve felsefi ahlak” anlayışında, ahlaki meselelere cedelî bir yaklaşım söz konusu olduğundan Yunan felsefesiyle bağlantılı olarak doğruyla yanlışın veya dinî teklifin tabiatı ve temelleri gibi belirli rasyonalist tezlerle yöntemsel olarak ilgilenme önceliklidir. Bu nedenle, kelamcılar ve felsefeciler, ahlaki önermelerin mantıki konumlarını tartışmaktan, kalıcı bir ahlak teorisi geliştiremediler. Oysa, Kur’an ve Sünnet’-te daha sağlam bir şekilde temellendirilen dinî ahlak, cedelî veya metodolojik inceliklerden uzaklaşma ve doğrudan İslam ahlak ruhunu ortaya çıkarma eğilimindedir. Bu gerekçelerle, ahlaki yargılarımızda dinî verileri merkeze alan bu bakış açısına dinî ahlak demeyi tercih ediyoruz.