Evlenecek eşler arasındaki kefaetin/denkliğin bulunup bulunmadığına kim karar verecektir? Aynı fakülteden mezun iki genç, ailelerinin ekonomik güçlerinin farklılığı yüzünden birbirleriyle evlenemeyecekler mi?
Cevap
Aile huzurunu teminde çok büyük hikmetler içeren denklik, İslam’da sadece kadından yana ve onun ve ailesinin onurunu korumayı hedefleyen bir kurumdur. Nikahın sahih olmasının değil geçerli olmasının şartıdır. Yani denklik bulunmasa da nikah sahihtir. Ancak kadının velisinin onayına bağlıdır. Buna göre; nesep, dindarlık ve takva, meslek, hürriyet ve servet konularında kendisinden daha aşağı itibar edilen bir erkeğe nikahlanan kadının velileri, denksizliği bahane ederek evliliğe engelolabilirler. Kabul ederlerse zaten sahih olan bu nikah yürür ve artık vazgeçme hakları olmaz.
Denksizliğe bir İslam ülkesinde kız velisinin başvurusu ile mahkeme karar verir. Diğer yerlerde bunu “Eminü/-kavm” yani inananların güvendiği ehli ilim belirler. Ancak bunun bir bağlayıcılığı olmaz. Bu yüzden günümüzde İmam Serahsi’nin tercihiyle, dengini bulmadan nikah yaptıran kadının nikahıru velileri -istemiyorlarsa- hepten geçersiz saymaları ve kabul etmemeleri uygun olur. Buna göre dini bütün ve kapalı bir bayan, namazsız-niyazsız birisine, toplum, da cazip, itibar edilen bir meslek erbabının kızı, bayağı sayılan bir meslek erbabına, zengin bir aile kızı, kendisinin nafakasını dahi teminden aciz bir erkeğe sırf kendi isteğiyle varması ve mesela dini nikah yaptırmaları halinde veliIerin bu nikahı hiç hesaba katmamaları mümkündür ve doğru olandır. Nesep ve hürriyet şartı ülkemiz için artık geçerli değildir. Yalnız bu müessesenin iyi anlaşılmaması halinde başkalarınca istismar edilmesi de mümkündür. Onun için şu noktaların tekrar hatırlanmasında yarar vardır: l.Denkliğin bulunmaması nikahın sıhhatine engel değildir. Binaenaleyh, kız da velileri de istiyorlarsa kadın istediği ile evlenebilir.
2.Denklik müessesesi kadın lehine bir sonucu hedefler. Çünkü genellikle kadın ve onun velileri daha aşağı itibar edilen birisine eş ya da hısım olmayı kendilerine yediremezler ve böyle bir şeyin olması halinde kadın erkeği küçümseyici ve hukukunu tanımaz bir tavır alabilir, huzur ortamı
olması gereken aile, cehenneme dönüşür, boşanmalar ve yıkımlar olur.
3.Meşru olan her türlü işin adisi ve şereflisi olmaz. Şeref, insanlara ve Hakk’a hizmetle ölçülür. İbadet duygusu ile sokağı süpüren bir çöpçü şerefli, istediği parayı veremeyen hastasını ameliyat etmeyip ölüme terkeden doktor ise şerefsizdir. Ancak halkın genel kabullenişinin aile kurumu için değeri vardır. Bu yüzden sırf öyle itibar edildiği için bunun hesaba katılması aklın gereğidir. GÜnÜmÜzde velilerinin kabulü olmadan kendi kendisini evlendiren kadının velileri, güvenilir bir ehli ilimden onun dengine gitmediğini tespit ettirmeleri halinde kendi başına yaptırdığı dini nikahı geçersiz sayar ve kızlarını geri alabilirler. Ancak denksizlik sözkonusu olmaması halinde kendi rızası ile evlenen bir kadının nikahını geçersiz saymak kimsenin elinde değildir. Böyle bir durumda velilerin kızlarını al- maları, erkeğin de boşamıyorum demesi halinde kadının bir başkası ile evlenmesi -Hanefi mezhebine göre- gayr-i meşru olur ve zinayı sonuç verir.
