Önce Tevhid, Sonra Namaz

İslam’ın ilk farzı tevhid akîdesine imandır. İlk emredilen ibadetler arasında önemli bir farzı ise namazdır. Alak Suresi “Oku!” emriyle başlar, secde emriyle biter. İkinci olarak inen Müddessir Suresi’nin 3. ayeti ise “Rabbini tekbir et” olup, bu emir namazın temeli ve esasıdır. Müddessir Suresi’nin inzalinden sonra Cibril (as.), Resulullah’a (sas.) abdest alıp namaz kılmayı öğretmiş; o da eşi Hz. Hatice’ye öğreterek ikisi cemaatle namaz kılmışlardır.

Kur’an, salih müminlerin ilk vasfını “namazı dosdoğru kılanlar” (A’râf, 7/170) olarak tanımlar. “Tevbe ederler, namaz kılarlar ve zekât verirlerse, dinde sizin kardeşlerinizdir” (Tevbe, 9/11), “İman eden kullarıma söyle: Namazı kılsınlar” (İbrâhîm, 14/31) ayetlerinde ise namaz, imanın ilk göstergesi sayılır.
Resulullah (sas.) da, tevhidden sonra namazı emretmiştir: “İslam beş şey üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şahadet etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, Beyt’i haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.”1 Keza, Rasulullah, Mu’âz b. Cebel’i (ra.) Yemen’e gönderirken, onları önce tevhide davet etmesi, bunu kabul etmeleri hâlinde beş vakit namazı emretmesi talimatını vermiştir.