Tevhid ve Tevhidin Kısımları

Allah’ın varlığı ve birliğini ifade eden tevhid, İslam’ın ve İslami olan her şeyin ilkesidir. Tek ilah, O’dur, ‘samed’dir, hiçbir şey O’na benzemez. Eyleminde ortağı olmayan tek Yaratıcı’dır. Hak’tır ve bütün ger- çeklerin, iyiliklerin, güzelliklerin kaynağı O’dur. İnsan, daima O’nun birliğinin şuurunda, uluhiyetini ve rububiyyetini ikrar ile tasdik ederek yaşamalıdır. Zira “Eğer yerde, gökte, Allah’tan başka tanrılar olsaydı, yer ve gök (bunların nizamı) bozulup gitmişti. Arşın sahibi Allah, onların nitelendirmelerinden çok yücedir” (Enbiyâ’, 21/22). Bu tür bir yaşamayı gerçekleştirebilen insan, her şeyin ilk ve nihai ilkesinin tevhid olduğunun bilincine sahiptir. Tevhid, bu bağlamda, akıl sahiplerini güzelce ve serbest seçimleriyle bizzat iyiliklere, hayırlı işlere sevk eden ilahî kanun anlamındaki “din”le özdeştir.

Tevhid, ilmî ve amelî diye ikiye ayrılır. İlmî tevhid, faydalı ilim; amelî tevhid ise salim ve salih ameldir. Faydalı ilim, Allah’ın emrettiklerine dikkat ederek, iyi ve güzel davranışlarda bulunmayı gerektirir.

Her peygamber, kendisinden önceki yöntemlerin, yolların önemli kısmını özümseyerek, kendi getirdiği yeni unsurları bunlarla kaynaştırıp, yeni bir dil ve yeni bir kimlikle ifade etmiştir. Bu bağlamda İslam, Hz. Âdem’den bu yana Peygamberlere vahyedilen ilahî emir ve haberlerin özünü içeren son yol ve yöntem olup, “din”in en genel ismidir. Artık “Allah katında din İslam’dır” (Âl-i İmrân, 3/19) ve Hz. Muhammed de ilahî vahyin son kılavuzudur. Bunun için, Allah’ın Hz. Muhammed vasıtasıyla bildirdiklerinin tamamına hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde inanmaya, ancak O’na uymakla kurtuluşa erişileceğinin tasdik edilmesine iman denir (Ahzâb, 33/40; Şûrâ, 42/13; A’râf, 7/158). Zira “hakikat”in “bir” ve “evrensel” olanın son tebliğcisi O’dur. Bu hususu kabul eden kişi, ilk peygamberle başlayan süreci çok iyi bilmeli ve bu bilginin gereğine uygun davranışlarda bulunmalıdır. Dolayısıyla, iman ve İslam bütünlüğü, tevhidin yapılanmasını, yani temelde yaratılışın, insanlığın ve hayatın birlik boyutunu vurguladığını göstermesi açısından önemlidir.

Sözlükte, itaat etmek, boyun eğmek, bağlanmak, bir şeye teslim olmak, esenlikte kılmak ve barış içinde olmak anlamlarını taşıyan İslam, terim olarak Allah’a itaat etmek, Hz. Muhammed’in (sas.) “din” adına bildirdiklerinin hepsinin doğruluğuna inanmayı içerir. Bu inancı, kalp ile tasdik ve dille ikrar etmek gerekmektedir. İslam’ın şartlarının ilki tevhidin açıklanması demek olan kelime-i şahadetin getirilmesidir.