Kur’an-ı Kerim’in Tertibi ve Bölümleri

Kur’an-ı Kerim, içlerinde farklı sayıda ayet ihtiva eden 114 sureden meydana gelir. Bunun dışındaki bölümlemeler sonradan ortaya çıkmış olup kullanım kolaylığı sağlamak amacıyla yapılmıştır. Ayet ve sure kelimeleri Kur’an-ı Kerim’de pek çok kez geçerken bunlar dışındakilere Kur’an’da işaret edilmez. Kur’an’ın sınırları belli olan en küçük birimine ayet denir. Sözlükte delil, alamet, işaret ve mucize gibi anlamlara gelen ayet kelimesi, Kur’an-ı Kerim’de hem sözlük hem de terim anlamıyla kullanılmıştır. Kur’an’ın en kısa ayetleri, surelerin başında yer alan ve onlara ad olan (ve’d-duha” ue’l-asr, ya sin, er-Rahmdn, gibi) ifadelerdir. Kur’an’ın en uzun ayeti ise borçlanmadan (müdayene) bahseden bir sayfalık ayettir (2. Bakara, 282). Yaygın görüşe göre Kur’an-ı Kerim 6236 ayetten oluşmaktadır. Sayının farklı olması, ayetleri birbirinden ayıran durakların takdiri ile sur e başlarında bulunan bazı harflerin (elif lam mim, ta ha; ya sin; nun ve kaf gibi huruf-i muk:attaa’nın) ve besmelelerin ayrı birer ayet kabul edilip edilmemesindeki tartışma sebebiyledir. Yoksa ayetlerin sayısı fazla söylendiğinda Kur’an’a bir ilave yapılmamakta, ayet sayıları azaltıldığında ise Kur’an’da bir eksiltmeye gidilmemektedir. Kur’an ayetlerinden bazısı, borçlanma (müdayene) ayeti, faiz (riba) ayeti, kumar ayeti, içki ayeti gibi özel adlarla anılmıştır. Bunların en meşhuru ise Bakara suresinin 255. ayeti olan Ayetü’l-kürsi’dir. Allah’ın varlığı, birligi ve sıfatlarından özlü bir biçimde bahseden bu ayetin sıklıkla okunması, Peygamber Efendimiz tarafından tavsiye edilmiştir.

Sureler ayetlerden oluşmakta ise de bir surenin kaç ayetten oluşacağı konusunda bir kural ve standart yoktur. Sureler, ilahi vahye uygun bir biçimde Resulullah (sas.) tarafından düzenlenmiştir. 114 sureden oluşan Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresi iki yüz seksen altı ayet içeren Bakara, en kısa sureleri ise üçer ayetten meydana gelen Asr, Kevser ve Nasr’dır. Tevbe dışındaki bütün surelerin başında besmele bulunmaktadır. Tevbe suresinin başında besmelenin olmamasının sebebi, bu surenin müşrik ve kafirlere ültimatom ve meydan okuma ile başlamasıdır. Güvenlik ve esenlik bildiren besmelenin, bu surenin başında yer almaması surenin ruhuna uygundur. Sureler, uzunluk ve kısalıklarına göre çeşitli isimler altında tasnif edilmişlerdir. Surelerin çoğunun tek bir ismi olsa da bazı surelerin birden fazla ismi bulunmaktadır. Bu isimlerin büyük bir kısmı Hz. Peygamber tarafından verilmişken ikinci, üçüncü isimlerden bazıları da muhtevalarına ve kullanılışlarına bakılarak başkaları tarafından verilmiştir. Surelerin adları, çogu kere içinde geçen konu veya bir kelimeden ve ifadeden hareketle konulmuştur. Önemi ve değerine uygun olarak Fatiha suresine yirmiden fazla isim verilmiştir. Birden fazla surenin tek bir isim ile adlandırıldıgı da görülmektedir.

Kur’an-ı Kerim’in ilk inen ayetlerinin Alak suresinin ilk beş ayeti oldugu kesindir. Kur’an’ın ilk inen suresinin ise Fatiha olması ihtimali yüksektir. Müddessir, Alak, Kalem ve Müzzemmil de Kur’an’ın ilk inen surelerindendir. Medine döneminde inen ilk sure ise Bakara’dır. Kur’an’ın son inen ayetinin hangisi oldugu hususunda ihtilaf bulunmakla birlikte Tevbe suresinin 128 ve 129. ayetlerinin son inen ayetler oldugu ağırlıklı olarak kabul edilmektedir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V. 134). Nasr suresinin ise Kur’an-ı Kerim’in en son inen suresi oldugu söylenebilir (Müslim, “Tefsır”, 21).

Kur’an-ı Kerim’in ayet ve surelerinin indiği zamanın ve yerin bilinmesi, Kur’an’ın anlaşılması açısından büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Bu sebeple sahabe, tabiun ve sonraki Müslümanlar, bu konuya büyük önem atfetmişlerdir. Kur’an-ı Kerim’in indiği yer ve dönemi ifade etmek üzere çeşitli kelimeler kullanılmış ise de bunlardan en yaygını ‘Mekki’ ve ‘Medeni’ kelimeleridir. Ana hatlarıyla söylemek gerekirse; Mekke’de inen ayet ve surelere Mekki, Medine’de inen ayet ve surelere ise Medeni denilmektedir. Bundan daha fazla kabul gören tanım ise Hicret’ten önce nazil olan ayet ve surelerin Mekki, Hicret’ten sonra nazil olan ayet ve surelerin ise Medeni oldugu şeklindeki tanımdır. Günümüzde kabul gören ve yaygın olan görüşe göre surelerin 86’sı Mekki, kalan’ 28’i Medenidir. Mekki bir sure içerisinde Medeni ayetlerin, Medeni sureler içerisinde de Mekki ayetlerin bulunması mümkündür.
Bu, vahye dayalı olarak Hz. Peygamber’e ait bir” tasarruf tur.

Hz. Peygamber’e farklı zaman ve mekanlarda parça parça, ayet ayet indirilen (25. Furkan, 32) Kur’an’ın Mekke döneminde gelen ayetlerinde daha çok inanç konularından, müşriklerin içine düştükleri çelişkilerden, geçmiş ümmetlerin başına gelen hallerden, ahlaki ve insani değerlerden bahsedilmiştir. Mekki surelerde ayetler çoğunlukla kısa ve şiirimsi bir anlatırna sahiptir. Ayetlerin sonları (fasıla) arasında kafiyeyi hatırlatan büyük benzerlik vardır. Buna rağmen bazı Medeni surelerin Mekki surelerdeki üslubu taşıdıgı da gözlenmektedir. Buna en açık örnek Rahman suresidir.

Medeni surelerden kabul edilen Ra’d ve Zilzal sureleri de Mekki surelerin üslubunu taşımaktadır. Medeni surelerde toplumun inşası, İslam kardeşliği, toplumsal ve hukuki hükümler, uluslararası hukuk, savaş hukuku gibi alanlarla ilgili ayetler inmiştir. Bu ayetler genellikle uzun ve çok cümlelidir. Aynı şekilde sureler de uzundur ve çeşitli konuları ihtiva ederler.