Yaratılış bir kişiden başlamıştır. O bir kişi de Hz. Adem’dir. Kur’an-ı Kerim şöyle belirtiyor: ‘’Sizi bir kişiden yarattı, O sonra ondan da eşini meydana getirdi.’’ (Zümer, 6)
Başka bir ayette: ‘’Ey insanlar! Sizi bir tek candan (Adem’den) yaratan, ondan da yine onun zevcesini (Havva’yı) vücuda getiren ve ikisinden de birçok erkek ve kadınlar (besse, yayan) türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının.’’ (Nisa 4/ 1)
“Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının… ” hitabı ile başlamış ve bu konularda kadının ve kadınlığın pek önemli bir yeri bulunmasından dolayı da ilk âyetinden itibaren kadının yaratılışına ve şerefine dikkat çekilmiş, ismine de “Kadınlar Sûresi” denilmiştir.
Belirtilen ayet-i kerimelerde ifade edilen gerçeklerden birisi de şudur: İnsanlık alemi, aile dediğimiz karşılıklı sevgi ve hürmet esasına dayanan bir müesseseye muhtaçtır. Bunun sağlanması, insanlığın kurtulması anlamına gelir. İşte Hz. Adem ( a.s )’dan hanımının yaratılması, kudret-i ilahiyenin ayrı bir delilidir. Fakat önemli olan Allah’ın Hz. Adem (as)’in noksanlığını tamamlayacak ve sıkıntısını giderecek hanımının yaratılmasını haber vermektir.
‘’Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah’tır. O, eşini kucaklayıp sarılınca (ona yaklaşınca), eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan Allah’a şöyle dua ettiler: “Eğer bize salih bir evlat verirsen, biz muhakkak şükredenlerden olacağız.’’ (A’raf, 7/189)
